Pergamon Kent Tarihi ve Dionysos Tapınağı |
Pergamon Antik Kenti |
Pergamon antik kenti(bugünkü Bergama), Kuzey Ege'de doğu-batı doğrultusunda uzanan Bakırçay (Kaikos) Irmağı'nın kuzey kıyısında yer almaktadır. Kuzeyinde Kozak(Pindasos), güneyinde Yunt(Asperdenon) Dağları ile çevrili olan kentin doğusunda Bergama Çayı(Selinos), batısında ise Kestel Çayı(Ketios) yer almaktadır. Antik kaynaklarda Pergamon ya da Pergamos olarak geçen kentin adı, Anadolu'da çok eski dönemlerden itibaren bilinen yerel bir dilden gelip ‘Kale’ veya ‘Müstahkem Mevkii’ anlamına gelmektedir. Kale Dağı'nın üzerindeki Antik Pergamon yerleşimi dışında, Bakırçay Ovası'na dağılmış şekilde olan çok sayıda höyük vardır. Bu höyüklerde yapılan araştırmalar ışığında, kentin ilk yerleşim tarihinin Eski Tunç Çağı'na (m.ö. 3000) kadar dayandığı anlaşılmıştır.
Akropol'deki ilk yerleşim izleri ise
m.ö. 7-6.yüzyıla kadar gitmektedir. Pausanias, Pergamon'un Andromaque'nin oğlu
kahraman Pergamus tarafından kurulduğunu söylemektedir. Başka bir kaynakta ise
Pergamon'un efsanevi kurucusunun, Herakles'in oğlu Telephos olduğu geçmektedir.
Antik metinlerde, Pergamon kenti ilk defa Ksenophon'un " Onbinlerin
Dönüşü" (Anabasis) adlı eserinde yer almaktadır. Ksenophon, M. Ö 400-399
yıllarında Pergamon'a uğramış ve Persli hükümdarlara bağlı yerel yönetici olan
Eretria'lı Gongylos'un evinde kaldığını, eserinde bize aktarmaktadır
Granikos Savaşı'ndan sonra MÖ 334
yılında Pergamon, Büyük İskender'in yönetimine girmiştir. İskender'in
ölümünden sonra ise Pergamon, Trakya hükümdarı olan
Lysimachos'un yönetimine girmiştir. Lysimachos, Korypedion Savaşı'nda I.Seleukos Nikator tarafından öldürülünce, kendi emrinde görev
yapmış olan Filetairos, Lysimachos’un bıraktığı servete nail olarak Pergamon'u
ele geçirmiş ve bağımsız bir devlet olarak Pergamon’u ilan
etmiştir. Filetairos ölümünden önce devletin yönetimini evlatlığı ve
yeğeni olan I. Eumenes'e bırakmıştır.
I. Eumenes döneminde Pergamon,
sakin bir süreç yaşamış, ardılı ve kuzeni olan I.Attalos'la birlikte
özellikle Galatlara karşı kazanılan zaferle gücünü tüm Anadolu'ya kabul
ettirmiştir. I. Attalos'la birlikte Pergamon yöneticileri artık
kendilerini Kral olarak adlandırmaya başlamıştır. Kral I. Attalos'un
oğulları II. Eumenes ve ardından II. Attalos zamanında Pergamon gücünün
ve sınırlarının en yüksek noktasına ulaşmıştır.Ünlü Zeus Sunağı bu dönemde yapılmış,
ünlü Pergamon Kütüphanesi de bu dönem içerisinde 200.000 ciltlik kapasiteye
ulaşmıştır. Pergamon heykelcilik, tıp ve eczacılık alanlarında dönemin
önemli antik kentlerinden bir tanesi olmuştur.
Amcası II. Attalos'un ölmüyle
başa geçen III. Attalos’un vasiyetnamesiyle Pergamon Krallığı'nın Roma İmparatorluğu'na
bırakılmasının (M. Ö 133) ardından bu kent, Roma'nın Asya eyaletinin başkenti
olmuştur ve kente Neocore yani Mabetler Muhafızı unvanı verilmiştir.
II. Eumenes'in evlilik dışı oğlu olduğu
söylenen, Aristonikos bu kararı tanımamış ve kendisini III.Eumenes
adıyla Kral ilan etmiş, Roma'ya karşı isyan etmiş ve yenilmiştir.
M.s 395’te Roma İmparatorluğu Doğu
(Bizans) ve Batı olarak ikiye ayrılmış. Pergamon kenti ise Bizans toprakları
içerisinde kalmış ancak bu küçülme ve parçalanma sonucunda şehrin nüfusu
azalarak giderek küçülmüş ve kent yeni bir surla çevrilmiştir.
Bizans İmparatoru Diocletianus'un Asya
eyaletlerini yeniden yapılandırması sırasında Pergamon yine Asya eyaleti
sınırları içerisinde kalmıştır. İmparator Teodosius zamanında Asya eyaletinde
bulunan dört önemli şehirden bir tanesi Bergama’ydı. Bu dönemde kent,
hristiyanlık dünyasının önemli bir piskoposluk merkezi olup, yedi apokaliptik
kiliseden birine sahip olmuştur.
Kent m.s. 716’da Araplar tarafından işgal
edilmiş, bir süre sonra Bizans tarafından geri alınmış.
1301 yılında Osman Gazi'nin General
Musollon komutasındaki Bizans ordusunu yenmesinden sonra Bergama, Karesi Beyliği
yönetimine girmiş fakat bir süre sonra kötü yönetilmesine de bağlı olarak, 1317
tarihinde Osmanlı Devleti yönetimine girmiştir.
Pergamon kenti, antik dönemden sonra da
kesintisiz olarak yerleşim gördüğünden dolayı,tarihin karanlığına gömülmeden
bugünkü Bergama olarak varlığını sürdürmüştür.
17. ve 18. yüzyıllarda Pergamon,
Avrupalı elit tabakadaki insanların mutlaka seyahat etmek istedikleri bir yer
haline geldi. Zeus Sunağı’na ait kabartma levhalarının İngiltere’e ve diğer
antik parçaların Paris’e götürülmesi bu seyyahlar vasıtasıyla başladı.
Dionysos Tapınağı
zengin profilli bir podyum üzerinde yükselen, İon düzeninde,Prostylos planlı bir tapınaktır. Stylobat kısmının ölçüsü 11.80 x 20.22 metredir. Topografik duruma uyulmak zorunda kalındığı için, ön yüzü güneye bakmaktadır. Tapınağa 4.50 metre yüksekliğe ulaşan 25 basamakla çıkılıyordu.
Hellenistik dönemde, tiyatro terasının
kuzey ucuna yapılmıştır ve Dionysos'a adanmıştır.
Roma İmparatoru Caracalla (M.S.211-217)
tarafından yeniden elden geçirilmiştir. İlk yapım aşamasında andezit
kullanılarak yapılan tapınak Roma döneminde tamamen mermerle kaplanmıştır.
Günümüzde sunağı ile birlikte iyi derecede
korunmuş bir şekildedir diyebiliriz.
Yorumlar