Hellenistik Dönem Krallıkları
Hellenistik Dönem Krallıkları |
İskender’in Hellas, Mısır ve Hindistan’a kadar tüm Ön Asya’yı içine alan imparatorluğu, M.Ö.323’teki ani ölümü üzerine generalleri arasında anlaşmazlıklara neden olmuştur. Çünkü İskender tahta varis bırakmamıştı. İskender’e yakın olan komutanlar, imparatorluğun başına geçmek ya da bulundukları bölgelerin yönetimini ele geçirmek için sürekli olarak birbirleriyle mücadeleye başladılar. Çok geçmeden diadoch’lar adı verilen, İskender’in ardılları Babil de, bir devlet konseyi oluşturarak, imparatorluk yönetim biçiminin nasıl olacağı konusunu tartışmaya başladılar. İşte bu komutanların İskender’e ardıl olma savaşı dönemine “Diadochlar Dönemi” denir (M.Ö.323-M.Ö.281).
Ve nihayetinde aralarında anlaşmışlardır. Buna göre;
imparatorluğu bölmeyecekler, merkez Makedonya’da olacak, sınırlar ayrılmayacak,
yönetimde Perdikkas, yönetim birimlerinin başında ise diğer komutanlar olacak.
Buna göre; Perdikkas hem hazineden sorumlu hem de diğer komutanlar ona sormadan
bir şey yapamıyorlar ve tüm askeri güç onun elinde. Böylece imparatorluk önce,
Mısır’ı
Ptolemaios,
Küçük
Asya’yı Antigonos,
Makedonya
ve Hellas’ı Antipatros,
Trakya’yı
Lysimakhos
Merkezi
güç Perdikkas,
Süvari
birliğinin başkanlığı Seleukos.
Perdikkas ile Ptolemaios arasında İskender’in mezarın neresi
olacağı üzerine başlayan tartışma, ve yine
aynı komutanlar arasında geçen Krenai sorunu neticesinde Perdikkas Ptolemaios’a
savaş ilan etmiştir. Ama bu savaş sırasında Seleukos tarafından öldürülür ve bunun
sonucunda 2. Devlet Konseyi kurulur. Bu konsey M.Ö.321 yılında Triparadeisos
(Suriye’de bir bölge) Kongresinde şu kararı alır:
Suriye’yi
Seleukos,
Mısır’ı
Ptolemaios,
Trakya’yı
Lysimakhos,
Küçük
Asya’yı Antigonos,
Merkezi
güç, Makedonya ve Hellas’ı Antipatros.
Maalesef bu dağılımda çok uzun sürmemiştir. Bunun en önemli
nedenleri ise;
M.Ö.321-M.Ö.280
İskender’in generalleri arasındaki mücadele,
M.Ö.280-M.Ö.30
Hellenistik Krallıklar ile Roma’nın teması.
M.Ö.321-M.Ö.280 yılları arasında süren mücadele Anadolu’da
geçer. M.Ö.319’da Antipatros ölür ve yerine kimin geçeceği tartışma konusu
olur. Antigonos ve oğluyla beraber güçlü bir ordu kurmuştur ve Antipatros’un yönetimindeki
toprakları da isterler. M.Ö.315 yılında Ptolemaios ile Antigonos arasında
mücadele başlar. Çünkü Ptolemaios, Antigonos’un topraklarını genişletmesinden memnun
değildir. M.ö.301 yılında Lysimakhos, Seleukos
ve Ptolemaios, Antigonos’a karşı cephe alırlar. Bu kutuplaşmaların gerginliği
iyice artırmasıyla İpsos Savaşı yaşanır. Hellenistik Dönem’in en büyük
savaşlarından birisidir. Şavaşın sonucunda Antigonos ölür ve yerine Kassandros gelir.
Böylece İskender İmparatorluğu’ndan geriye dört büyük Hellenistik Devlet
kalmıştır,bunlar:
Mısır’da
Ptolemaios Devleti,
Trakya
ve Küçük Asya’da Lysimakhos Devleti,
Mezopotamya
ve Suriye’de Seleukos Devleti,
Kassandros’un
Makedonya Devleti.
İpsos
Savaşı ve bu bölüşümden sonra Lysimakhos’un yönetimi çok sertti. Bundan
rahatsız olan Hellenler onu Seleukos’a şikâyet ettiler. Bunun üzerine Seleukos,
Lysimakhos’a karşı bir askeri sefer düzenledi. M.Ö.281 yılında yaşanan
Kourepidion Savaşı Lysimakhos ile Seleukos arasında yaşanmıştır ve
Ptolemaios’da Seleukos’un tarafında yer almıştır. Hermos (Gediz) Vadisi’ndeki
Kourepidion’da yapılan savaşta Lysimakhos yenildi ve öldürüldü. Böylece M.Ö.281
yılında Diadochlar Savaşı sona ermiş oldu. Bu savaştan sonra Seleukos’un
topraklarının büyüklüğü, neredeyse İskender İmparatorluğu’nun topraklarının
büyüklüğüne denk olmuştu. M.Ö.280 yılında Seleukos, Ptolemaios Keraunos
tarafından öldürüldü. Bu olay ile beraber, İskender’in üniter devlet politikası
önemini kaybetmiş oldu. Onun yerine imparatorlukta şu krallıkla ve devleler
ortaya çıkmıştır:
Mısır ve
Anadolu’nun Güney Kıyılarında Ptolemaioslar,
Suriye,
Ön Asya ve Anadolu’nun İç Kesimlerinde Seleukoslar,
Makedonya’da
Antigonoslar.
Bithynia
Devleti (Nikomedes yönetiminde, Nikomedia’da (İzmit), M.Ö.279),
Pergamon
Devleti (Attaloslar yönetiminde, Pergamon’da [Bergama], M.Ö.280),
Kelt
(Galat) Devleti (Orta Anadolu’da, M.Ö.279),
Pontos
Devleti (Mithridates yönetiminde, Karadeniz kıyısında).
Hellas’ta
eski kent devletlerinin yani polislerinin yerine Aitolia ve Akhaia birlikleri
kurulmuş; Atina, Hellen Dünyası’nın bir kültür merkezi olarak varlığını
sürdürmüştür.
M.Ö.280’den
sonraki zaman dilimleri içerisinde yukarıda belirttiğimiz üç büyük Hellenistik
Krallık arasında bir güçler dengesinin kurulduğu bilinmektedir. M.Ö.200’den
itibaren ise kendi aralarında yaptıkları sürekli savaşlar nedeniyle bu
devletlerin gün geçtikçe yıprandıklarını görüyoruz. Bu arada Eski Doğu Kültürü
de ağırlık kazanmıştır. Bu devletlerin yönetim şekli, absolutizma (doğulu)
nitelikte bir tanrı–kralın yönetimindeki; merkezileştirilmiş bir memur aparatı
ve paralı askerler ile devlet mekanizmasından soyutlanmış tebaa durumundaki
halk üzerindeki egemenliği olmuştur. Bununla beraber, Makedonya’da eski krallık
kurumu kendisini korumayı başarmış, Hellas’ta da eski polis sistemi idari bir
mekanizma önem kazanmışır.
M.Ö.250’lerde
İskit kökenli Parthlar Ön Asya’da sahneye çıkmışlardır. Feodal özellikleri olan
ve İran’da kurulan Parth Devleti’nin yayılmacı bir politika sergilediği
görülür. M.Ö.222’de ise, Sparta’nın Hellas’ta egemen olma girişimi
başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Bu
arada Batı Akdeniz’de egemen olan Roma Cumhuriyeti, gözünü Doğu Akdeniz’e
dikmiş bulunuyordu. Nitekim Roma’nın M.Ö.190’da Suriyeli Hellenistik
Seleukoslara karşı Magnesia (Manisa) ve M.Ö.168’de Makedonyalı Antigonoslara
karşı Pydna (Güney Makedonya’da) Muharebelerini kazanması, Illyria (Adria
Denizi’nin doğu kıyısı), Makedonya ve Küçük Asya’da Roma Egemenliği’nin ilk
işaretleri olmuştur.
Bundan
sonra hızla Akdeniz egemenliğinin tamamlanması işine girişen Roma Devleti,
M.Ö.146’da Korinthos’u tahrip etmiş ve Makedonya Eyaleti’ni kurmuştur.
M.Ö.133’de son Pergamon Kralı III.Attalos’un, ülkesini veraset yoluyla Roma’ya
bırakması üzerine ise, Pergamon Devleti toprakları üzerinde M.Ö.129’da Roma
Asia Eyaleti oluşturulmuştur. Bu eyaleti M.Ö.74’de Kuzeybatı Anadolu’da
Bithynia ve M.Ö.63’de (Seleukoslar Devleti’nin yerine kurulan) Syria eyaletleri
izlemiştir. M.Ö.63’te ayrıca Pontus–Bithynia ortak eyaletinin teşkil edildiğini
görmekteyiz. Nihayet M.Ö.30’da, Mısır’daki son Hellenistik krallık
Ptolemaioslar Devleti’nin de Roma’ya katılması ve eyaletleştirilmesi ile
Hellenizm Dönemi siyasal anlamda son bulmuş ve böylece Roma Cumhuriyeti’nin
Akdeniz Dünyası’na verdiği yeni siyasal çehre tamamlanmıştır. Akdeniz Havzası,
uzun süreli bir barış dönemi (pax Romana) yaşayacaktır.
Yorumlar