Paranın Tarihi: Hellenistik Nümismatik
![]() |
İskender Sikkesi Örneği |
Hellenistik
dönem öncesinde sikkeler şehirleri belirtirdi. Perslerle tanışıldıktan sonra
yöneticilerin resimleri sikkelerin üzerine basılmaya başlanmıştır. Aynı durum
lejantlar için de geçerlidir. Birçok kent tanrı kültünün etrafından toplanıp
dinsel birlik kuruyorlar. Ardından sikke darp ediyorlar. Sikke üzerinde kentin
isminin yazması birlik sikkesi olmadığını göstermektedir.
TİPLER
Önceki dönemlerde olduğu gibi sikke
tipleri esas olarak dinseldir. Bu dönemde temelde güçlü tarihsel bilinç
görülmektedir. Geçmişe olan bu ilgi, sikke tiplerinn seçimi ve uygulanmasında
arkaizme yönelme olarak kendini gösterir.
Kült heykellerinin sikke tipi olarak
seçilmesi Hellenistik dönemde daha yaygındır. Kopya edilip Hellenistik
sikkelerde kullanılan heykellerin çoğu, Arkaik Çağa tarihlendirilir. Örn:
Athena İlias. (652)
Savaşan Athena tipi bu dönemde çok
popülerdir. Olasılıkla Panathenaik ödül amphoraları üzerindeki meşhur
tasvirlerden kopya edilmiştir. Bazı betimlerinde Athena mızrak yerine şimşek
demeti tutmaktadır.
Gerek Klasik Çağ heykellerinin ve
gerekse zamanın heykellerinin kopya edilmesi, Arkaik heykellerinin kopya
edilmesinden daha nadirdir.
Bu dönemin önemli bir yeniliği
hükümdar portresinin kullanılmaya başlanmasıdır. Krali sikkelerde arka yüz
tipi, şimşek demeti üzerindeki Ptolemaios kartalı veya Seleukosların oturan
Apollon’u gibi çoğu kez hanedan açmasından oluşurken, ön yüzde esas olarak
kralın portresi yer almaktadır. Hanedan portreleri Anadolu’da 5. Yy sonlarında
görülmesine rağmen, Hellenistik gelişimin İskender ile başladığı
düşünülmektedir.
İlk kez I. Ptolemaios kendi bastırdığı
sikkeler üzerine portresini koydurmuştur. Daha sonra yaklaşık MÖ 295’te
Demetrios Poliorkotes de aynı şeyi yapmıştır. Ancak onun portresi boğa
boynuzludur ve bu tanrısal bir işarettir (Poseidon ile özdeşleştiriliyor).
Bu dönem sikke
tiplerinde pratikte tarihsel olaylara doğrudan bir gönderme yoktur.YAZILAR
Yazısız
sikkeler çok nadirdir. Normalde, bir sikke üzerindeki esas yazı, sikkeyi basan
ve onun egemenliği altındaki topraklarda geçerli olduğuna garanti eden otorite
konusunda bilgi verir.
İskender’in ilk sikkelerinde
genetius formda yalnızca İskender’in adı yazılıydı. Yaklaşık MÖ 329’da ismin
yanına kral ünvanı eklendi.
Az sayıda basılmış fakat ilginç olan
bir sikke grubunda tasvirinin aynı zamanda arka yüz tipi olarak kullanuldığı
bir tanrının adının bulunduğu sikkelerdir.
Şehir
sikkeleriyle birlikte darp yerinin teşhisi genellikle kolaylaşmaktadır. Ancak
bazı kentlerden birden fazla bulunmaktadır. Darp yerine ilişkin kısaltmalar ve
monogramla darp yerinin bulunmasına yardım edebilir.
Bu dönemde, darp serisinden sorumlu
olan magistratları sikke üzerinde göstermek adet olmuştur.
Sanatçı imzaları da oldukça azdır.
KENT SİKKELERİ ÜZERİNDE KENTLERİN UNVAN YARIŞI
Bu
durumla Roma’da sıklıkla karşılaşılmaktadır. ‘’Başkent’’ ünvanı 1. Yyda yeniden
rağbet kazandı.
II. PHILIPPOS
MÖ
359’da Makedonya tahtına geçmiştir. Yaptığı ilk iş krallığını siyasi, ekonomik
ve askeri açıdan kuvvetli hale getirmek olmuştur. Güçlendikçe gücünü organize
etmiştir. Mancınık sistemini kurmuştur. Paralı askerliği getirmiştir. Savaş
tekniklerini değiştirmiştir. Trakya’yı ele geçirmiştir. Değerli madenleri
toplamıştır. Sikkelere ise trimetalik sistem getirmiştir.
Atina sikkelerinin yerine geçsin
diye altın sikkelerini Attika ağırlık biriminde darp ettirmiştir. Gümüş sikkeleri ise
yerel Makedonya ağırlık birimine göre darp edilmiştir. Bronz sikke ise itibari değer
taşımaktaydı. Değeri, devletin bu sikkeleri altın ve gümüş sikkelerle
değiştirme garantisine bağlıydı.
Pella,
Amphipolis, Aigai darphanelerdir.
İSKENDER DARPLARI
MÖ
336’da tahta çıkmıştır. MÖ 334’te Anadolu’ya geçmiştir.
İskender ilerleyen aşamalarda
Makedonya krali sikkelerinde büyük bir reform gerçekleştirmiştir. 3 tip sikkeyi
tadavüle sokmuştur.
İskender döneminin en önemli
darphanesi Amphipolis’tir. Burada basılan altın ve özellikle gümüş sikkeler tüm
imparatorluğun ihtiyacını karşılamıştır.
Pella’da basılan tetradrahmilerin
esas olarak Makedonya ve Yunanistan’da tedavülde olduğu anlaşılmaktadır.
PHILIPPOS POSTHUMUS DARPLARI
İskender
kuzeyle olan ticareti kesmemek için babasının adıyla Posthumus altın sikkelerin
darbını sürdürmüştür. Bu sikkeler Amphipolis ve Pella’da darp ediliyordu.
Darplar yaklaşık MÖ 328’e kadar devam etti. Sikkeler Kıta Yunanistan’da ve
Yunanistan’ın kuzeyinde tedavüldeydi. Anadolu’da ve daha doğuda ise ele
geçmemiştir.
DEMANHUR DEFİNESİ
İskender
öldükten birkaç yıl sonra gömülmüştür. Ardıllarının ilk yılları hakkında bize
bilgi vermektedir. Ele geçen sikkelerin darphaneleri Amphipolis, Pella ve
Aigai’dir. 8000’den fazla sikke ele geçmiştir. İskender’in hayattayken basılan
tetradrahmilerinin yanı sıra, ardıllarının darpları da bulunmuştur.
İskender Mö 334’de Anadolu’ya
geçerek Pers seferine başlar. Aynı yıl Batı Anadolu’nun büyük kısmını
fethetmiştir. MÖ 333’te Gordion’a varan İskender, Makedonya’dan hayli uzak
kaldığını ve sefer için gerekli paranın gelişinin geciktiğini fark eder.
Tarsos’ta krali bir darphane kurar. Pers satrapları burada önceden sikke darp
ettikleri için alt yapı ve insan gücü hazırdı. Altın, gümüş ve bronz darplar
yapıldı. Myriandros, Arados, Bybyos, Sidon, Ake, Damaskos, Salamis diğer
darphaneleridir.
İSKENDER’İN ANADOLU DARPLARI
MÖ
330’dan itibaren Anadolu’da çok fazla sikke darp edilmiştir. İskender
Anadolu’dayken burada sikke darbı olmamıştır.
İSKENDER’İN ÖLÜMÜ VE III. PHILLIPPOS DÖNEMİ
İskender 323’te Babylon’da ölmüştür
ve yerine üvey kardeşi III. Philippos geçer. Sorunları nedeniyle iktidar 3
kişilik komisyona devredilir. (Makedonya valisi Antipatros, komutan Krateros,
Asya’nın naibi Perdikkas) Perdikkas bir sefer sırasında öldürüldü ve Antipatros
devletin başı ve kralların koruyucusu oldu. Antipatros’da ölünce yerine
Polyparkhon geçti.
III. Philippos, altın ve gümüş sikke
tiplerinde değişikliğe gitmeden İskender’in tiplerini, kendi adıyla kullanmayı
sürdürdü.
Side, Myriandros, Babylon, Sidon,
Arados ve Salamis Philippos’un adını kullanan darphanelerdir.
Aleksandreia, Tarsos, Ake ise
Philippos’un adını kullanmayan darphanelerdir.
Amphipolis’in çok sayıdaki
sikkesinin tümü İskender’in adıyla basılmıştır.
MÖ 323’ten sonra çeşitli
darphanelerde önemli değişimler meydana geldi.
İskender’in ölümüyle başlayan
karışıklık uzun süre devam etti. Bu karışık ortamda sikkeler durağan bir hal
içindedir. Yalnızca Ptolomaios sikkelerinde büyük yenilik vardır. diğer
hükümdarlar İskender’in adıyla altın ve gümüş darplara devam ettiler.
DEMETRİOS POLİORKETES
Antigonos’un
oğludur. Antigonos, kendi adına hiç sikke basmamıştır. İskender tipli sikkeleri
kullanmıştır. demetrios ise kendi adına sikke basmıştır. Attika ağırlık biriminde yeni
ve kendine özgü tipler kullanmıştır.
Demetrios’un
elinde bulunan Kıbrıs Salamis darphanesinde MÖ 300’e kadar Antigonos ve
Demetrios adına İskender tipli sikkelerin basımı sürdü. Bu sikkelerin darbı,
Mısır kralı Ptolemaios’un 294’te Kıbrıs’ı almasıyla sonlanır.
Demetrios
kral olur olmaz, Makedonya’daki Pella ve Amphipolis darphanelerinde kendi adına
sikke darp ettirmiştir.
MÖ
292-291’den sonra Makedonya darplarında tipler değişir. Artık ön yüzde
Demetrios’un portresi vardır.
LYSIMAKHOS
İpsos
Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun batısını ele geçirdi. Birkaç yıl boyunca;
Lysimakheia, Lampsakos, Abydos, Teos, Kolophon ve Magnesia darphanelerinde
İskender drahmilerinin basımını sürdürdü. Kolophon, Magnesia ve Sardes’te
birkaç tetradrahmi serisi basıldı.
Bütün
bu sikkeler İskender tipiyle ve adıyla basılıyordu. Fakat önceki darplardan, sikke
yüzeyinde yer alan ve Lysimakhos’un arması kabul edilen “saldıran aslan
protonu” sembolüyle ayırt edilir.
Lysimakhos,
M.Ö. 297-296’da kendi sikkelerinde önemli bir değişiklik yaparak tamamiyle yeni
bir sikkeyi tedavüle soktu. Bu yeni sikkeler Attika ağırlık birimindeydiler.
Fakat artk hem altın hem de gümüş sikkelerde aynı tipler ve yazı
kullanılıyordu.
PTOLEMAIOSLAR
I. PTOLEMAIOS SOTER
İskender
sikkeleri, çoğu yerde, ölümünden ve imparatorluğun bölünmesinden sonra da uzun
yıllar darp edilmiştir.
I.
Ptolemaios, İskender’in naaşının Makedonya yerine Mısır’a getirilmesini
sağlamıştır. Bu olay ve İskender’in ölümünden sonraki çalkantılı süreç yeni
sikke betiminin seçilmesinde etkili olmuştur.
Yeni
sikkelerin ilk darplarında, normal İskender sikkelerinin son darplarındaki aynı
işaretleri, simgeleri ve monogramları görmekteyiz. Yeni sikkeler de Attika
ağırlık birimindedir.
M.Ö.
304’te darp edilen yeni tetradrahmiler 14,25 gr. ağırlığındadır. (Öncekiler
Attika ağırlık biriminde)
M.Ö.
258-257’yer tarihlenen papirüste yabancı hiçbir sikkenin dolaşımda olmayacağı
yazmaktadır. Kendilerine ait sikkelerin egemenlik alanlarında kullanıldığının
göstergesidir. Bu da devletin güçlü olduğunu gösterir. Buna “Kapalı Ekonomi”
denir ve bu uygulama Antik dönemde ilktir.
Kendi
paralarını kendi bölgelerinde kullanarak sikke tekeli oluşturuyorlar. I.
Ptolemaios zamanında başlayan bu uygulama tam olarak II. Ptolemaios zamanında
uygulamaya geçiyor.
Ana
toprakların dışında ticaret ya da askeri ödemeler için yerel sikkeler de darp
ediliyor.
II. PTOLEMAIOS PHILADELPHOS (M.Ö. 282 – 246)
İktidarının
ilk yıllarında babasının sikkelerini, yine babasının portresiyle basmayı
sürdürmüştür. II. Ptolemaios’un ilk yıllarında sikke basımı Tyros, Sidon ve
Ptolemais gibi üç Fenike kentine yayıldı. Aleksandreia ve Memphis darphaneleri
kullanıldı.
II.
Ptolemaios’un iktidarının ilk yıllarında basılan bronz sikkelerde, kralın
babasının sisteminin izlendiği görülür.
Sikkelerde
ikonografik farklılaşma görülür. Kadın betimleri sikkelerin ön yüzünde kullanılmaya
başlanır. Işın taçlı betimler bu sülale için önemlidir.
Yorumlar