Ana içeriğe atla

Grek Dünyası İle Mısır Etkileşimi

Grek Dünyası İle Mısır Etkileşimi 

yunan uygarlığı ve mısır uygarlığı

Bu yazımızda, Grek Dünyası ile Mısır arasındaki maddi ve manevi etkileşimi, kronolojik olarak belirli bir sırayla, detaylara çok girmeden; Grek ve Mısır dünyalarının nasıl kesiştiği ve birbirlerine bulundukları katkıların Akdeniz Dünyasındaki önemine değineceğiz.
İlk olarak,  m.ö 3. Binden başlayan ve 1. Bine kadar süren etkileşimlerin varlığı çeşitli araştırmalar ile ortaya konulmuştur.
Troia ve Mısırın ticaret ilişkilerinin olduğu yine aynı araştırmalar ile aydınlatılmıştır.
Mısır’ın, 1500’lü yıllarda Hitit dünyası ile bir temasının olduğu bilinmekte. Dolayısıyla Akdeniz Dünyasında Mısır ön plana çıkmaya başlamıştır diyebiliriz. Burada göz ardı edilmemesi gereken konu Akdeniz Dünyasında sadece Greklerin değil; Mısırlıların ve Hititlerin de sahnede olduğunu unutmamalıyız.
Ortak yaşanılan tarihler düşünüldüğünde; Deniz kavimleri göçünü yine bir Grek-Mısır etkileşimi olarak görebiliriz.
2.bin içerisinde Mısır’ın; Kıta Yunanistan, Anadolu, Suriye ve Mezopotamya ile olan ilişkileri de önemlidir. Çünkü buradaki kültürleri etkilemeye başlamıştır.
m.ö  9. ve 8. yüzyıllara geldiğimizde ise; kolonileşme ve ticaretin gelişmesi ekseninde, Kıta Yunanistan’ın Batı Anadolu, İtalya, Karadeniz’in Kuzeyi veya Suriye ile olan bağlantısı gibi Mısırla da direkt bir bağlantısı mevcuttur. Örnek olarak Grekler tarafından Nil nehri kollarında Kanapos’un yakınında kurulan Naukratis kentini gösterebiliriz.
Oriantalizan dönemde mısırın doğulu etkisini neredeyse bütün Akdeniz Dünyasında görüyoruz.
Perslerle Greklerin etkileşiminde mısırdan bahsetmek çok mümkün değil.
M.ö 5. yüzyıldan sonrasını incelediğimizde ise şu sonuçla karşılaşmaktayız.
3.Alexandros ile beraber en büyük mısır etkisini görmeye başlıyoruz. Anadolu seferlerinden sonra Mısır’a geçiyor. Mısırda ki pers egemenliğini ortadan kaldırarak kendisini Amon rahiplerine bağlı olarak tanrı ilan ediyor. 3.alexandros’un ölümüyle 1.Ptolemaios mısıra yerleşiyor ve bir Makedon olarak mısırın yönetimini elde ediyor.( Bu durumu, Helenistik dönem boyunca görüyoruz.)
Alexandria şehrinde, Akdeniz dünyasının en büyük kütüphanesi yer almaktadır ve bütün büyük bilim insanları oradan yetişmekteydi. Bunun nedeni ise dolaylı olarak bilim konusuna önem vermeleri ve coğrafi koşullarıdır. Bu gelişimleri sayesinde birçok Grek seyyah veya araştırmacı, Mısır’ı ziyaret etmişler ve bilgi aktarımını kendi vatanlarına götürmüşlerdir.
Mısır coğrafyasından kaynaklı olarak, izole bir toplum olarak gelişmiştir. Mısır, Akdeniz dünyasının bahsi geçen yıllardaki en büyük tahıl ambarıdır. Topraklarının verimli oluşu ile bütün Akdeniz dünyasına yetecek zenginlikteydi. Mısırın tarihin birçok döneminde hedef olmasının asıl nedeni işte bu zenginliğidir. Hedef olduğu dönemlerden güçlü çıkabildiği zaman dilimlerinde ise dünyanın medeniyet ve bilim ülkesi olmuştur diyebiliriz. Zayıf kaldığı dönemlerde ise- Roma Eyaleti olduğu zaman dilimi içerisinde- bağlı bir devlet gibi gözükse de yine de baskınlığını koruyabilmeyi başarmıştır.
Bu özet bilgiler ışığında Grek ve Mısır etkileşiminin arkasında savaş ve ticaret gibi kavramların olduğunu görmekteyiz. Her iki kavram olumlu ya da olumsuz bütün yanlarıyla beraber bu iki toplumu birbirine yakınlaştırmıştır. Sanat ve inanç gibi alanlarda büyük benzerliklerin görülmesine yol açmıştır. Ki bu durum sadece bu iki medeniyete özel bir durum olmamakla beraber günümüzde de geçerliliğini sürdüren bir olgudur.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Çağ Mimarisi: Tapınak Mimarisi ve Tapınak Planları

Antik Çağ Mimarisi: Tapınak Mimarisi ve Tapınak Planları Tapınak mimarisi antik dönem içerisinde üzerinde en fazla emek harcanmış konulardan birisidir. Bunun sebebi, dini inançla ilgili bir yapı olmalarının yanı sıra; aynı zamanda, bu yapıların propaganda amacıyla devlet otoriteleri tarafından da kullanılmalarıdır. Bilindiği üzere tapınakların içerisine sadece din görevlileri girebiliyordu bundan dolayı da tapınakların iç tasarımları, karşımıza sade olarak çıkmaktadır. Ancak tapınakların dış cepheleri zaman içerisinde olabildiğince gösterişli yapılmaya başlanmıştır ve bu durum kentler arası bir rekabet konusu da olmuştur. Yine bilindiği üzere antik çağ içerisindeki her kentin bir tapınağı mutlaka vardır. Öyle ki bu tapınaklar şehrin merkezini oluşturur ve kent planlaması da bu merkeze göre ayarlanırdı. Örnek vermek gerekirse; bir kentin ana caddeleri mutlaka tapınağın olduğu kutsal alandan geçerdi. Bir diğer örnek ise kentin alışveriş yerleri olan kısımlar yine tapınak alanına ...

Hellenistik Dönem Krallıkları

Hellenistik Dönem Krallıkları Hellenistik Dönem Krallıkları İskender ’in Hellas, Mısır ve Hindistan’a kadar tüm Ön Asya’yı içine alan imparatorluğu, M.Ö.323’teki ani ölümü üzerine generalleri arasında anlaşmazlıklara neden olmuştur. Çünkü İskender tahta varis bırakmamıştı. İskender’e yakın olan komutanlar, imparatorluğun başına geçmek ya da bulundukları bölgelerin yönetimini ele geçirmek için sürekli olarak birbirleriyle mücadeleye başladılar. Çok geçmeden diadoch’lar adı verilen, İskender’in ardılları Babil de, bir devlet konseyi oluşturarak, imparatorluk yönetim biçiminin nasıl olacağı konusunu tartışmaya başladılar. İşte bu komutanların İskender’e ardıl olma savaşı dönemine “Diadochlar Dönemi” denir (M.Ö.323-M.Ö.281). Ve nihayetinde aralarında anlaşmışlardır. Buna göre; imparatorluğu bölmeyecekler, merkez Makedonya’da olacak, sınırlar ayrılmayacak, yönetimde Perdikkas, yönetim birimlerinin başında ise diğer komutanlar olacak. Buna göre; Perdikkas hem hazineden sorumlu hem...

Antik Çağ Mimarisi: Yapı ve Duvar Sınıfları

Antik Çağ Mimarisi: Yapı ve Duvar Sınıfları Vitruvius'un Kitabı Bu yazı antik dönem mimarlığının gelişimini anlamak için bilinmesi gereken terim ve kavramları basit bir şekilde açıklamak için oluşturulmuştur. Antik  dönem mimarlığının günümüzde yorumlanabilmesini ve anlaşılabilir olmasını sağlayan kişi Vitruvius'tur. VİTRUVİUS  m.ö.90-m.ö.20 yılları arasında yaşamış Roma vatandaşıdır. Asker, mimar ve mühendistir. Emekliliği sırasında ‘mimarlık üzerine on kitap’ isimli antik çağdan günümüze gelen mimari alanda tek bilimsel eseri yazıp Roma İmparatoru Augustus(OCTAVİANUS)’a ithaf etmiştir. Kitabı sadece mimarlık üzerine değil aynı zamanda geometri, astronomi, sivil ve askeri makineler hakkında da bilgiler vermektedir. İ nsanların, yaşamlarını kolaylaştırma ve barınma, yaşama, çalışma, eğlenme dinlenme gibi çeşitli eylemlerini sürdürebilmelerini sağlayabilmek için yaptıkları mekan düzenleme sanatına mimarlık denir. Bir yapının mimari değer taşıması başlıca 4 te...